Maksut AKINCI (0) 03 Temmuz 2012, 06:40 Yöneticiye Bildir +1  -1
SON ARZU ÜÇ: BİR KEREDE BEN ISIRABİLİR MİYİM STEVE JOBS?

Hukukçu, kapitalist, dinci, velev ki Müslüman, feminist, kominist, ve dahi anarşist, kim varsa hepsine son arzumu iyice anlatmalıyım! İkna etmeliyim. Şu halde herkes biraz sabırlı olsun değil mi efendim.

-'Steve Jobs ölmüştür, ölüden bir şey istenir mi?'
-Hz. Mevlana 'Evlat sen şimdi kendi lahit'in de, kabrin desin, ölünce uyanacaksın' buyurur! Hele bir başka yerde 'Ne bileyim sağ mıyım ölümüyüm evlat?' deyişi vardır ki...

Bari Türkçe söyleyeyim: Sayın okur, şimdi seninle benim yaşadığımız kesin midir ki?

-'İstediğin ütopik (Olmayacak şey!) bir şeydir, infaza mani olmaya çalışıyorsun! Fıkra gibisin. Hani idam mahkumuna sormuşlar 'Son arzun nedir' o 'Kiraz yemek' demiş! 'Yahu şimdi mevsimi değildir' denince, mahkum 'Benim de acelem yok!' demiş.'
-Milletimiz madenler arasında som altın gibidir! oxford'un henüz anlayamadığı konuyu bakarsın yaşlı bir köylü amcamız bir hikayeye sığdırır, şöyle bir hikaye duyarsın Anadolu da mesela:
-'Ağaların toplandığı bir odaya ansızın Azrail hışım gibi girer ve 'Şimdi bu oda içerinde iki kişinin canını almam lazım.' der! Oda içindeki herkes bir anda ümmi bedevi Maksut AKINCI'ya gözlerini diker! O Mübarek de ''Tamam biri benim orayı anladık da ikincisi kim?'' diye sorar?.???
***
Hikayelerden girdik madem, hızımız kesilmeden bir hikaye daha anlatalım: 'Dünya' diye bir yer varmış, masal buya orada da Steve Jobs (s.j) adında biri yaşarmış. Bir gün bu s.j. ısırılmış elma logosuyla bir iş kurmaya karar vermiş! Derken 'Yürü ya kulum' olmuş... (Arkadaşlar kimse 'neden senin bağ-kur maaşın bağlanmıyor, neden 35 yıldır üç kuruşluk yetim hakkını elde edemedin?' gibi yaklaşımlarla -Öküz altında buzağı arama-sın! Alt tarafı şurada bir masal anlatacağız yahu.)
Derken bu s.j bir gün ölmesin mi? Dahası o 'Yürü ya kulum' dan gelen serveti de alıp öbür dünyaya götürmemiş?.??? Ama bu 'Yürü ya kulum'un sırlarını alıp götürmüş öbür tarafa iyimi?
Şimdi diyeceksiniz ki: ''Sayın AKINCI böyle abuk masal mı olur?''
Valla bence de olmaz! Zaten bu masal işini hiç sevmedim, iyisi mi ansızın burada 'MASAL'a 'SON!' diyelim. SON!
(Güvercin lisanı konuşanlar da mahrum kalmasın:) The end!
***
Mahmut yıldırım yaşıyor mu? öcalan nerede? Mahmut yıldırım yaşıyorsa devlet bunu bilmiyor mu? Tamam da öcalan nerede? Turgut Özal'ın bir şişecik kanını hemşire kızımız kasten mi dökmüştü, şeytan kuluna mı vurmuştu? İyi de öcalan nerede? Şu Muhsin Yazıcıoğlu helikopterinin parçalarını söken 'Keçi?'ler gök cisimleri teknolojilerinde dünyalılara kıyas la hangi noktadalar?...

Yok yok, hikayeden vazgeçtik gerçeklere dönelim dedik diye sizi kırk bilinmeyenli denklemlerde boğacak değilim. Biz bildiğimiz, 'EN BİLDİĞİMİZ' konulardan adımlarımızı tartışlaya tartışlaya, 'Şerefliler de şerefsizler kadar cesur mu?' sorusu ile boy aynasının önüne kadar gidip, azrail arkadaşımıza teslim edilecek 'ikinci şahıs?'ı bulacağız!

Nedir benim en iyi bildiğim konu mesela? Benim ile beraber 'Her kesimden basın kuruluşunun' bildiği? Mesela:

Henüz akp icad edilmemiş!...
'ŞOK YAĞMURU!.!!!' başlıklı yazı ile ağzınıza bir parmak bal çalıp bırakmıştım ya... Benim bildiğim bir tek site yayınladı, onuda google insanlardan saklayacağım diye oral maymuna döndü!.???
Ha, işte o tarihlerde ''Bağımsız imralı cumhuriyeti devlet başkanı!'' olduğumu bahsi geçen basın ve elçiliklere ilan ettim!
'Yazgat havadis-Gazetevan-Bin haber' o tarihlerde var mı bilmiyorum! Fakat o tarihlerde tüsiad, cıa, mossad vesair kravatlı terör unsurları bu yazıları uzun uzadıya okuyup inceledik!
Kimi: 'Devlet eli ile zehirleyelim bunu?' dediler, kimi 'Yurt dışına gönderelim' (demiş olmalı ki?) r.rauf tamer gibi 'estetik?' kalemler biraz da kendi lehlerine kullanabileceklerini düşünerek hafiften de olsa itiraz ettiler. (Hakan Fidan büyüyüp ağaç olursa bu meyvelerden bize bol bol dağıtacak değil mi hakancığım?)

Hatta bir defasında hollanda başkonsolosluğunu arayıp, kendimi devlet başkanı olarak tanıttıktan sonra kendi ülkelerinde bir anket yapmalarını talep etmiştim!
Telefondaki görevli hanımefendi: - 'Nerenin devlet başkanısınız?'
Diye sorunca da 'Şu an corç puştla pazarlık halindeyiz, imralı veya kıbrıs adası boşaltılip şahsıma tahsis edilecek! Eğer söylediklerimde bir tereddüdünüz oluştu ise ben telefonda kalayım, sen diğer telefondan corç puştu ara, beraber konuşalım?' deyince, lehçesinden Türk çalışanı olduğu anlaşılan hanımefendi 'Tamam inandım da siz kıbrısta ne yapacaksınız?' diye sordu, bende cevaben 'Fil besleyeceğim!' deyince hanımefendi 'Özür dilerim' dedi!
Bende kendisine 'Estağfurullah, özür dilenecek bir durum yok, siz sordunuz bende söyledim' dedim. (Not bahsi geçen hanımefendiye sesleniyorum: Hanımefendi durumu aynı ile basına açıklamanızda benim açımdan bir sakınca yoktur.)

Kadere bakın ki 'Devlet'in entrikalı yollarında yürürken, yıllar sonra yolum zindanlara düştü! 'Balta ile TAHTA kesmek!' suçundan? Bir tek görgü tanığı olmadan! (Sayın okur bu tarafa gel, öküz altında buzağı arama, sonra seni öküz altında buzağı sanırlar! Hiç devlet cezai ehliyeti olmayan birini kendi ifadesi doğrultusunda tutuklar mı?)

Gelinen noktada ise!: Dışişleri bakanlığı döneminde yaptığı icraatlara sembol olacak bir örnek babında: 'Birbirine hiç benzemeyen, dışarıdan da tanışmayan bir mahkumun cep telefonunu arayıp, diğer mahkumu telefona isteyen zevatın cumhurbaşkanlığı makamına oturmuş olması...?...

Bu olayları zaten o tarihlerde de 'takip ediyor' olanlara ek olarak benim de hiç bir kurum-cemaat ileri geleni bırakmadan hepsine delilleriyle beraber ve yüksek sesle anlatmış olmam, ve buna rağmen ülkemiz sınırları içindeki çok ayrı düşünce guruplarından ileri gelenlerin davranışları ile değilse de 'Söylem!' olarak aynı 'Duymadık-işitmedik' oyununu oynayan halkımıza farklı düşünen ülke yöneticilerinin de aynı 'Oyunculuk şuuru!' ile eşlik etmesi...

Geçen gün basınımızda bir haber vardı. Abd yahudi lobisi obamaya demiş ki: (Ben özetini anlatacağım!) ''Önümüzü açarsan! Mavi Marmara olayında şu şekilde kıvırırsan! Prezervatif takmamızı şart koşmazsan!...''
Ulan satanist şebek, böyle olunca obamanın üç vakte kadar karnı şişer!
Ondan sonrada bizim vuslat, didem, ümit (a.arman bile bırakmadan?) vücutlarının en önemli yerlerine 'Kürtaj serbest olsun be annem' yazıp sokaklara dökülür!

Duydunuz mu bizim meclis tatile girecekmiş? Bir keresinde bir BİLİM ADAMIMIZ tv.de 'Lan senin hayatın tatil zaten!' demişti de kınamıştım onu...
Ben şimdi 'Son arzu'mu neden söyledim?
''Gel dedin geldim Apdurrahman çavuş?''...
-Gel dedin geldim hillary çavuş! Elimde de 'Penisıl'ım dan başka bir şey yok! Son arzum beraber olmak?
Nikaha 'Yes' - Zinaya 'NO'!
Sineleri açmaya 'Yes' - Prezervatife 'NO'!
Ölümüne aşka 'Yes'! - Kürtaja 'NO'!
Kız bütün konukların gözü üstümüzde! Nikah memurunu bekletmeyelim diyorum? 'Yes' değil 'EVET' diyeceksin?
Kız yoksa sen insan suretinde yabani maymun musun?
Bir 'No' dersen hayrunnisa yıkılır kız!

Hani ben köyde otururken sen bir karı göndermiştin bize! ''Sultan Ahmet'te cuma namazı sırasında imamlık teklif edilirse namazı kıldırırım!'' demişti? O cuma bende abdest almadan cumaya gitmiştim! Nasıl bir tesadüf ise basın mensupları da dahil cemaatin yarısı yabancı idi o gün?
Gene nasıl tesadüf ise aynı günün akşamı 'Falan köyün minaresinin hoparlöründen 'Falan adam gelirsen gel gelmezsen askerler karını götürecek?' diye anons yapıldığını görüntülü olarak haber yapmıştı televizyonlar?

Bende bu olayların üst üste çakılmasından huylanıp abdest almadan cumaya gitmiştim! Orada hoca minbere çıktığında bende kalkıp 'EY cemaat hocalarınıza şu ayetin manasını da sorun!' deyince önce cami içindeki yabancılar 'Def ol ulan diye bağırmışlardı?

Sonrasında ise senin gönderdiğin karı imamlık teklif edilmeyince, şimdi hayrunnisanın yapacağı gibi başından eşarbı çıkarıp yere çarpmıştı?
Ne dersin seninle sloganımız 'Savaşma seviş!' olsun mu?

'Google'ın yüzde ellibirini, olursa imralı, olmazsa kıbrıs adasını...' gibi ufak tefek taleplerimi karşıla, ben aradan çekileyim, sen gene dünyayı satanist yahudi babalarının emirleri doğrultusunda yönet, kan kustur yine. Ne dersin?

Yazılı basın yayınladı, bundan sonra yazacaklarım yayınlanmazsa yayınlanmıştan daha çok revaçta olacak ve her yazıda kıvırma payın yok olacak! Sen dayansan hayrunnisa dayanamaz! Hayrunnisa bayılırsa sen ölürsün kız!
***
Söz necip Türk basınında! Bir mahkumun son arzusunu yayınlayacak mı yayınlamayacak mı?

Söz satanist maymunların nemrutunun kalın kafa tasında! Sinek vızıltısını durdurmak için kafasına inen tokmaklara dayanacak mı çürük kabak gibi dağılacak mı?

Bu yazı yayınlanır ve kim dili ile yahut hali ile kendi tebasına 'Sinek vızıltısı' derse onlara alenen 'EŞŞEK' demiştir!

Son arzum yargılanmaktır! Bana 'Önce ölüm ile cezalandırılıp sonra yargılanmak' ta uyar, Önce yargılanıp sonra özür dilenmesi de!
Ey susuzluktan dudakları kavrulmuş insan! Allah bu kez benim elim ile nehrin kapaklarını açtı! Hadi kır zincirini, atla nehre de okyanuslara karışıp bir olalım.
                                                                                           Allahın kullarından bir kul: Maksut AKINCI